EN

Malala ve Hikayesi - Ege Katırcıoğlu

03.05.2020

Uzaklarda, karlı dağlarla çevrili bir köy varmış. O köyde, kuşaklar boyu “Sus çığ düşecek” diye çocukları bile sustururlarmış. En küçük bir seste çığ düşeceğinden korkarak yaşayan bu köyde, bir gün bir çocuk doğmuş ve daha ağzını kapatmaya fırsat bulamadan haykırmış. Haykırınca, tüyler diken diken olmuş… Bakmışlar çığ yok. Hiçbir şey düşmüyor. Bunun üstüne yavaş yavaş sokaklara çıkmışlar. Cesaretleri artmış. Davullarla, zurnalarla şenlik yapmışlar.

İşte bu hikayedeki o çocuğun günümüzdeki yansıması, kız çocuklarının cesaret kaynağı, korkmayan ve yılmayan Malala Yousafzai.

Malala Yousafzai, 12 Temmuz 1997 tarihinde Pakistan’ın Mengora şehrindeki Svat Vadisinde dünyaya geldi. Pakistan da genel olarak kız çocuklarının dünyaya gelmesi pek hoş karşılanmazdı. Buna rağmen Malala’nın doğumu, ailesi tarafından büyük bir coşkuyla kutlanmıştı. Bunun en önemli nedenlerinden biri ise Malala’nın babası Ziyauddin Yousafzai idi. O bir öğretmendi. Aydındı ve bir eğitim aktivsityidi.

Svat Vadisine o dönem Doğu’nun İsviçre’si denirdi. Bazıları ise orayı cennet olarak nitelerdi. Malala ise oradaki çocukluğunu şu sözlerle anlatıyor;

“Gözlerimi kapatıp çocukluğumu düşündüğümde çam ormanlarını ve karlı dağları görürüm; hızla akan nehirleri duyar, ayaklarımın altında serin toprağı hissederim”

2003’te Malala’nın babası Ziyauddin Yousafzai ilk lisesini açtı ve bu okulda karma bir eğitim vardı ve kızlarla erkekler beraber derse girebiliyordu. 2004 yılına kadar her şey güllük gülistanlıktı Malala ve ailesi için… Bundan sonra maalesef her şey yavaş yavaş değişmeye başladı. Hem de hiç istenmeyen şekilde.

2005’te Pakistan’da büyük bir deprem meydana geldi. Bu depremde yetmiş üç binden fazla kişi hayatını kaybetti. Bunlardan on sekiz bini çocuktu. Depremin tahribatı, sadece yarattığı yıkım ve aldığı canlardan ibaret olmayacaktı!

Radikal bir gruba mensup insanlar, deprem nedeniyle yerinden zor günler yaşayan insanlara yardım ulaştırdı. Bir taraftan yardım yapıyorlar bir taraftan da bu depremin Allah’tan gelen bir uyarı olduğuna ilişkin vaaz veriyorlardı. Sonradan Taliban’ın bir parçası haline gelen bu insanlar, kısa süre sonra radyoda, İslam’ın katı bir yorumuna dayanan konuşmalar yapmaya başladılar.

Bütün kadınların yüzlerini tamamen örtmeleri gerektiğini; müziğin, dans etmenin ve Batılı filmlerin günah olduğunu söylediler. Erkekler sakallarını uzatmalıydı. Kızlar okula gitmemeliydi.

Svat Vadisini çok zor günler bekliyordu. Her şey korkunç bir hale gelmeye başlamıştı.2007’de emirler daha da radikal hale geldi. Kızların okula gitmelerinin engellendiği yetmediği gibi kızlarını okuldan alan aileleri ve kızları isim isim övdüler, almayanları kınadılar. Hatta kısa bir süre sonra da kızları eğitmenin İslam’a aykırı olduğunu ilan ettiler.

Taliban ne yazık ki radikal taleplerine ara vermeden devam ediyordu. Çocuk oyunları bile yasaklandı. Kahkaha atan çocukların evlerine Taliban askerlerinin girip, oyunlarını bozduklarına dair haberler duyulmaya başlandı.Eğer Taliban birinin onların aleyhinde konuştuğunu duyarsa, bu isimleri kendi radyo kanallarında duyuruyordu. Ardından bu insanlar, şehir merkezindeki Yeşil Meydan’da infaz ediliyordu.

Bölgede durum korkunç bir hal almaya başlamıştı. 2008’in sonuna doğru Taliban yeni bir hüküm çıkardı. Bütün kız okulları, 15 Ocak 2009’da kapanacaktı aksi takdirde saldırıya uğramayı göze alacaktı.

O sıralarda 12 yaşında olan Malala, BBC Urdu için bir blog yazmaya başlamıştı. Yazdıkları, tüm dünyanın ülkesinin içinde bulunduğu koşulları ve kızların eğitimine yönelik saldırıları öğrenmesine yol açacaktı.

4 Mayıs 2009 tarihi adeta sonun başlangıcıydı. İşler o kadar kötüye gitti ki hükümet yetkilileri herkesin Svat’tan ayrılması gerektiğini duyurdu. Ordu, Taliban’a karşı şiddetli bir operasyon başlatmayı planlıyordu.

Ufukta çok şiddetli bir savaş görünüyordu ve insanların vadide kalması güvenli değildi. Cennet olarak nitelendirilen Svat Vadisi cehenneme dönüşmek üzereydi.

Ardından Malala ve ailesi, akrabalarının bulunduğu Şangla şehrine gitmek üzere yola çıktı. Malala ve ailesi ülke içi mülteci olmak zorunda bırakılmıştı. Uzun bir yolculuğun ardından Şangla şehrine ulaşıldı. Şangla’ya vardıklarında, anne ve baba tarafından akrabalarının evlerui arasında mekik dokudular.

Malala tek bir akrabasının evinde kalmamalarının nedenini şöyle açıklıyordu:

“Mülteci olmak, her şeyin ötesinde, diğerlerine yük olmaktan endişelenmek demektir.”

Ardından beklenen haber gelmişti. Eve dönülebilecekti artık. Malala ilk önce inanamadı sonra ise büyük bir sevinç yaşadı. Eve dönüş yolculuğu başlamıştı. Svat Vadisine yaklaşıldığında maalesef kimse bıraktığı gibi bulamadı vadiyi… Hemen her bina ya mermi yağmuruna tutulmuş ya da enkaza çevrilmişti. Bütün binalar harap olmuştu. Malala kendi evini de bir an böyle bulabileceğini düşündü ve hüzünlendi. Eve vardığında ilk olarak derin bir nefes aldı. Evde sadece biraz sessiz ve tozluydu. Onun dışında her şey aynıydı. Kitapları bile… Önce kitaplarına koştu çünkü kitapları onun için çok şey ifade ediyordu.

Ordu Svat’ı Taliban’dan kurtarmıştı ama onları tamamen bozguna uğratamamıştı. Bu sırada Malala kızların eğitimi için konuşmaya devam etti. Ayrıca yazdığı blog sayesinde sesini ülke sınırları dışına da yayıyordu. Svat Vadisi’nde olumlu gelişmeler yaşanıyordu. Savaş sırasında %70’i kız okulu olmak üzere dört yüz okul yok edilmişti. Bunların çoğu yeniden inşa edildi.

Takvim yaprakları 9 Ekim 2012’yi gösterdiğinde, arkadaşları ile birlikte okul otobüsünde, ertesi gün girecekleri sınav hakkında konuşuyordu. Otobüs silahlı insanlar tarafından durduruldu. Bu insanlar büyük bir öfkeyle “Malala burada mı? Malala kim? diye bağırdılar. O sırada kimse Malala’yı ifşa etmedi fakat herkes o an büyük bir korku ve şok içindeydi.

Silahlı insanlar Malala’nın kim olduğunu bir şekilde öğrendiler ve ardından korkunç anlar yaşandı. Malala’ya kızların eğitimi ve barış lehine konuştuğu için 3 defa ateş edilmişti.

Malala derhal askeri hastaneye götürüldü. Doktorlar onu acil yoğun bakıma aldı. Hastanede çok insan vardı. Kimse kurtulacağını düşünmüyordu. Babası ve annesi tüm gece ağladı.Malala tedavi için Pakistan’da oradan oraya dolaştı. Doktorlar onu nakletmeye karar verdi. Birleşik Arap Emirlikleri onun için özel ambulans uçak gönderdi ve İngiltere’nin Birmingham şehrine gitti. Olaydan sonra gözlerini ilk olarak burada açtı. Yaralıydı ve başı zonkluyordu. Bir kulağı işitme yetisini yitirmişti ve yüzünün sol tarafını oynatamıyordu. Gözlerini açması bile mucizeydi. O mucizeyi başarmıştı.

O günlerde ayakta kalmasını şu sözlerle anlatıyor Malala:

“Ya umudunuzu tamamen kaybeder, yıkılır ve parçalara ayrılırsınız ya da o kadar direnç gösterirsiniz ki size bir daha kimse yıkamaz.”

Malala asla yılmadı ve çalışmalarına devam etti. 2013 yılında kendi yaşadıklarını hiçbir kız çocuğu yaşamasın diye Malala Fonunu kurdu.

2014 yılı ise Malala için çok özel ve güzel bir yıl oldu. Malala, kız çocuklarının eğitim hakkı için verdiği mücadeleler nedeniyle, 2014 Nobel Barış Ödülüne layık görüldü. Sadece 17 yaşındaydı ve Dünyada Nobel Ödülü kazanan en genç kişi unvanını kazanmıştı. Aynı zamanda Nobel Barış Ödülünü kazanan ilk Pakistanlı oldu.

Nobel Ödül Töreninde yaptığı konuşma ise adeta bir ders niteliğindeydi. Hayatında çok önemli bir yere sahip olan babasına ve annesine teşekkürlerini esirgemedi.

Hatta babasına şu sözleri söyledi o büyük salon alkış sesleriyle çınladı:

“Babama benim kanatlarımı kesmeyip uçmama izin verdiği için teşekkür ederim.”

Malala’yı Malala yapan kendisi olduğu kadar aynı zamanda babası Ziyauddin Yousafzai idi. Herkes gibi babası da onla inanılmaz derecede gurur duyuyordu.

Hatta babası katıldığı bir Ted&Talks konuşmasında şunları söylemişti:

“Ataerkil ve kabile toplumlarında babalar genellikle oğulları ile tanınır ama ben kızı ile tanına biriyim ve bununla gurur duyuyorum”

Malala şu an dünyanın önde gelen üniversitelerinden biri olan Oxford Üniversitesi’nde Ekonomi, Felsefe ve Politika okuyor ve kız çocuklarının 12 yıllık ücretsiz, kaliteli ve güvenli eğitim alması için tüm dünya ülkeleri için çalışmalarını sürdürüyor.

Dünya daha güzel bir yer olacaksa Malala ve onun izinden gidenler sayesinde olacak. Her şey için teşekkürler Malala!

 

 

Kaynakça

1-Yersiz Yurtsuz-Malala Yousafzai

2-https://malala.org

3-https://www.youtube.com/watch?v=c2DHzlkUI6s

4-https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/menemen-sehidi-kubilay-kimdir-menemen-olayi-nedir-2829510/

6-https://www.youtube.com/watch?v=h4mmeN8gv9o&t=500s

Whatsapp